5 Kasım 2017 Pazar

Facebook, Yapay Zeka ve Korkularımız

           Facebook kendi geliştirdiği yapay zeka(AI) uygulamasını kapattı. Gerekçesi ise; chatbotların kendi aralarında ingilizce konuşmayıp, farklı bir dil ile konuşmaları hatta kontrolden çıktığı endişesi. Bu durumun sakıncası nedir derseniz , uygulamaların aralarında konuştuğu dilin çözülmesi zaman almış ve özgür bireyler gibi birbirleriyle konuştukları görülmüş. Kendi kararlarını, kendileri veriyorlar, insanlara özgü bazı davranışları da geliştirmişler. Blöf yapıyor, pazarlık ediyorlar.

            Burada neden böyle davranıyorlar diye merak etmek kadar saçma bir düşünce olamaz. Zaten yapay zekanın temelinde bu vardır. Yapay zeka uygulaması kararlarını kendisi vermeli ve kararlarını verirken önceki tebrübelerini kullanarak kararlarını geliştirmelidir. Bu bilgiler ışığında yapay zeka uygulamasının uzun vadede insanların kontrolünde olması beklenemez. Sadece belki insanlara zarar vermesini önlemek için bir sınırlama konulabilir. Burada da soru şu, güvenliği sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir robot nasıl davranacak. Belli bir süre sonra aynı robotların polislere, diğer güvenlik görevlilerine ya da çocuklara saldırması mümkün mü ? Evet.




#Facebook, #Yapay Zeka, #AI,

14 Ekim 2017 Cumartesi

Bir Nefes Yeter


                   Film başlıyor ağlıyorsunuz, 5 dakika sonra daha çok ağlıyorsunuz, 15 dakika sonra yeter artık ama diyor daha da çok ağlıyorsunuz, film bitiyor hala ağlıyorsunuz.  Hep hüzün hep üzüntü, böyle filmler çekilmesin böyle filmlere gitmeyin. Oyunculardan bayan oyuncu(Tuvana Türkay) çok iyi, bakışlarıyla size hissettiği duyguları aktarıyor. Gerçekten çok başarılı.


25 Temmuz 2017 Salı

Fenerbahçe ve Adil Düzen

Aşağıdaki yazı ekşi sözlükten alıntıdır. Ekşi sözlük çok güzel bir web sitesidir. Okuyunuz, okutunuz.

https://eksisozluk.com/entry/69698683


Yüzyıllar boyunca futbol sahalarında el ile gol atılır. hakem görmez, ne bileyim görür götü yemez vermez. olur yani, hatta tarihin en ünlü gollerinden biri el ile atılmıştır.*

Fenerbahçe'li bir futbolcu el ile gol attığında, ülkenin diğer iki büyük takımı "el değmemiş lig istiyoruz" diye aynı pankart ile sahaya çıkar.

--

yıllardır kaleciler hatalı gol yer, volkan demirel bu konuda master yapmıştır mesela. selçuk şahin 40 metreden vurmuş gs kalecisi topu elinden kaçırmış ve galatasaray sami yen'de 1-0 yenilmiştir, olur. bjk kalecisi fevzi iki maç üst uste tuttuğu topu kaleye sokup kafasını direklere vurabilir.

fenerbahçe karşısında hatalı gol yer isen. korcan gibi mahkemelerde yargılanır ve hapis yatarsın. sana sundukları tek delil ise elinden kaçırdığın toptur.

--

bir oyuncu gol pozisyonunda rakibi itebilir çekebilir. bu şekilde atılmış yüzlerce gol illaki vardır. bir tanesi bile ben adamı ittim bu gol geçersiz diye hakeme söylememiştir de.

fenerbahce'li oyuncu bunu bir avrupa maçında dahi attığında tüm ülke o oyuncunun karakterinden girer emek hırsızlığından çıkar. *

--

başaksehir'li futbolcular gazeteci dövüp ertesi hafta milli formayı giyer. milli takım kaptanı gazeteciye saldırıp formayla basın toplantısı yapar ve zahmet olmazsa milli takımı bıraktığını açıklar. milli takım teknik direktörü "aile benim için çok önemlidir, aileme laf ettirmem" diyerek mekan basar.

ailesine dakikalarca küfredilen volkan demirel o maçlık iznini isteyip stadı terketti diye bir daha milli takıma alınmaz.

--

gökhan gönül ve caner besiktaş aşkı ile yanıp tutuşan iki futbolcudur. özellikle gökhan fenerbahçe futbolcusu iken ve fenerbahçe-bjk ile şampiyonluk mücadelesi veriyorken beşiktaş ile anlaşır. gayet doğaldır adam profosyoneldir sonuçta.
mehmet ekici beşiktaş'ta oynamak istemez. tercihi fenerbahçe'dir. trabzonspor futbolcuyu bjk'ye satmaya çalışır. mehmet ekici kabul etmez. ve milli futbolcu sırf iki takımın fenerbahçe nefretinden dolayı 6 ay futbol oynayamaz. ayrıca bu futbolcu profosyonel falan da değildir ve kesinlikle paragözdür.

--

bjk forması ile toplasan 10 maça çıkmamış, sahaya mecburen çıktığında kendi taraftarını tedirgin eden atınç 6 milyona satılıp ertesi sene kiralanabilir.
bjk gibi büyük bir takımda kaptanlık yapan, bugün satışa koysan 2-3 milyon paraya rahat satılacak oyuncu trabzonspor'a 200bin'e transfer olabilir.
yabancı sınırında yer olmayan galatasaray 6 ay sahalardan uzak kalan yabancı oyuncusunu kendi ligindeki başka bir kulube kiralayabilir. o futboldu o şehire bile gitmez. sakattır olabilir.

Fenerbahçe oynadığı maçlarda iyi performans gösteren bir kalecisi ve genç bir oyuncusunu 1 milyon'a 2.lig takımına satarsan kesinlikle bi bok vardır. araştırılmalıdır.

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Acele, kuralsızlık ve zamanı verimli kullanma

         Her konuda acele etmemiz çağın getirdiği bir davranış biçimi mi yoksa hep bir şeylere yetişmek zorunda olduğumuz için mi böyle davranıyoruz. Bu konu nereden çıktı derseniz ? Twitter da paylaşılan bir videoyu izlerken bile ilerletme ihtiyacı duyuyoruz. Video 3 dakika 43 saniye ancak en kritik anını yakalamak için ilk 1 dakikayı ilerletiyoruz. Trafikte sabırsızlığımız inanılmaz ölçülerde biraz yoğunluk olsa herkes emniyet şeridine geçiyor. Bir araba önümüzde sinyal verse yol vermemeyi marifet sayıyoruz. Hatta yol verirseniz arkanızdan gelenler kızıyor. Ambulans geçerken yol vermeye çalışıp hemen arkasında hızlıca ilerlemeye çalışıyoruz. TV dizilerimiz uzun ama bir bölümde yaşanan aksiyonlar inanılmaz fazla. Tekrar eden aksiyonlarla çok güzel TV dizilerini bile kısa sürede tüketiyoruz.

           Her şeyi çok hızlı yaşayıp tüketme eğilimindeyiz. Bunun temelinde zamanı verimli kullanıp daha çok çalışmak mı yatıyor. Yoksa tüketim toplumu olarak her konuda olduğu gibi her şeyi hemen tüketmek mi istiyoruz. Sanırım bu konuda kitap bile yazılabilir ama yorum yapamadığım bir çok davranış modeline sahibiz.

4 Mart 2017 Cumartesi

İstanbul Kırmızısı – Ferzan Özpetek

         İzlediğim en ağır filmlerden birisiydi. Her karakter öylesine hüzünlü öylesine üzgün, özellikle ikinci yarısında hepsinin başından ne kadar kötü olaylar geçmiş öğreniyoruz. İzledikten sonra çok şanslı olduğumu düşündüm. İstanbul, boğaz, taksim sahneleriyle süslenmiş ama hep hüzünlü hep bilinmezlerle dolu, hep anlaşılmaz olma çabasında. İnsanın kalbini aslında hiçbir zaman kapatamayacağını, duygularını frenlemiş sansa da aslında kendini kandırdığını çok güzel anlatmış. Eğer doğru motivasyon ile izlenirse çok şey anlatan ama öylesine izlenirse intihara doğru sürükleyebilecek bir film.

“Vedalar gözleri ile sevenler içindir; Çünkü gönülden sevenler hiç ayrılmazlar” Mevlana

2 Mart 2017 Perşembe

Gelecek endişesi ile geçen bir hayat

          Fyodor Dostoyevski, “Acı çekmek, büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır.”  demiş. Herşeyi ne güzel anlatmış. Büyük bir zekaya da duyarlı bir yüreğe de sahip olmak istemiyorum. Münkünse ikisinden birine de sahip olmak istemiyorum. 
Belki o zaman herşeyi daha güzel görürüm.  Bu ülkede hiç bir şey güzel gelmiyor artık. Gelecek endişesiyle geçen bir gençlik. Hep yarın ne olacak endişesi ve aldığımız hep kötü haberler. Bu ülkede ekonomiden, eğitime, insan haklarından, adalete hiç bir şey iyiye gitmiyor. Bunu benim gibi gören ve caresiz olarak yaşayan insanlar var.  İyimser olmak mümkün mü ?  Değil, hiç bir düzenimiz sağlıklı değil, hak etmenin önemini kimse anlamak istemiyor. Herkesin iş hayatında, özel hayatında tek hedefleri günü kurtarmak. Böyle bir düzende bilgi birikim ve tecrübenin de önemi kalmıyor.

           Ekonomide bir kural vardır, küçük yatırımcı hiç bir zaman trendler karşısında kazanamaz, trendlerle hareket etmek zorundadır.  Teknik analiz hep bu mantık üzerine kurgulanır. Bizlerde bu ülkede trendlerle hareket etmek zorundayız, aksi takdirde mutsuz, ümitsiz, gelecek kaygısı olan kişiler olup çıkarız. 

26 Şubat 2017 Pazar

Recep İvedik ve Kaybettiklerimiz


        5. bölümünü izledim. Bu tipleme toplumda neden bu kadar ilgi görüyor. 20 sene önce böyle bir tipleme sevilir miydi ? Yoksa bu çağımızın tipi mi ? Kaba, kural tanımaz, cahil, terbiyesiz, kurnaz, görgüsüz, tembel. Tipleme her şeyi ile akp nin ilkelerine uygun. İvedik ne yapar ? olaylar karşısında tepkisini fevri bir biçimde ortaya koyar sonra hep haklıdır. Karşısındaki Üniversitede Öğretim görevlisi, İş adamı, Üniversite Öğrencisi, konusunda uzman bir profesyonel, iyi bir sporcu hiç farketmez, recep herkesden akıllıdır ve herkese dersini verir. Tam cahil cesareti ile konuşur ve sonuç olarak hep haklı çıkar. Yılların birikimlerini bir çırpıda siler, değersizleştirir, fakat kendisi hiçbir şey yapmamıştır. Sadece konuşur, çalışmaz. Böyle bir tipleme neden toplum tarafında beğenilir ? Yanıt çok basit çalışmadan, üretmeden, en önemlisi hak etmeden başarı elde etmek mümkündür. Akp ile gelen bu topluma yerleşmiş yozlaşmış kültürün en iyi temsilcisi Recep İvediktir. Toplumda Recep İvedik gibi tipleri her an trafikte, alışveriş merkezlerinde, işyerinde, sokaklarda görmek mümkün. Sayıları artıyor, kaybettiğimiz değerler gibi.

14 Şubat 2017 Salı

Türkiye - Rusya : 0 - 42

                 

             Buz Hokeyi Milli Takım Teknik Direktörü Deniz İnce "Utanması gereken biri varsa ben değilim, bu kafileyi buraya getirenler utanması gerekir. Ülkecek bu turnuvaya iyi hazırlanamadık . Oyuncularım okey oynayacaklarını sanıyordu. Zeminin kaygan olması oyunumuzu etkiledi.Gol yemediğimiz dakikalarda topu(puku) aradık, hep kalemizde bulduk.''



13 Şubat 2017 Pazartesi

Türkiye’nin En Büyük Bankasının, İnterneti Olmayan Yazılım Departmanı


Başlık saçma mı  geldi  ? Değil doğru. İnanması güç biliyorum ama doğru. Bir hacker ya da hacker grubu saldırısı sonucu zarar gören banka IT elemanlarına interneti kapattı. Bu şirkette yeniliklerin, araştırmanın, yeni uygulama geliştirmenin hiç ama hiç önemi yok. Ne yapsanız yaranamazsınız, vizyonu misyonu olmayan yöneticilerle dolu bir yer. Herkes günü kurtarmak için uğraşıyor. Google dan bir şey mi araştırmak istiyorsunuz, cep telefonunuzdan bakın. En komik olan ise cep telefonunu kullanmakta yasak aslında. Bunu direkt olarak söylemediler ama cep telefonun interneti de paylaşılmayacakmış.


Komedi bununla bitmiyor, bu bankanın IT departmanı yurtdışında verilen bütün ödülleri topluyor ama istediğiniz uygulamanın lisansı yok ya da lisans parası ödemek istemiyoruz kullanma diyen bir yer. Ama eğer iyi ilişkileriniz varsa (bu ne demek 25 yıldır anlamıyorum) ne sattığınız önemli olmadan her türlü teknoloji yazılımı çok yüksek bakım ücretleriyle satabilirsiniz. Fatura kesebileceğiniz bir şahıs firması kurmanız yeterli. 

11 Şubat 2017 Cumartesi

John Wick 2

             
               
           John Wick 2 , soyadı vik diye okunuyor. Film boyunca Keanu Reeves yaklaşık  1.000 kişiyi öldürüyor. Böyle bir film izlemek ayrı bir işkence, filmin fragmanını izlemek yeterli aslında, film fragram ve biraz daha detaylı ölen figüranlardan ibaret. Öyle ki John Wick in eğildiğini görmesine rağmen havalara bakan, ışıkla kendini hedef olarak gösteren, elinde silah varken yumruk atan, sırayla saldıran ölmeye hazır aptallar sürü izliyorsunuz film boyunca. Aslında ölen kişiler hep daha kötü bu nedenle dünya için bir kayıp değiller. İki saat iki dakika süren film boyunca en iyi kısım film başlamadan aldığım kahveyi içtiğim ilk 10 dakikaydı. 

7 Şubat 2017 Salı

Film endüstirisi ile empoze edilen iyi ama kanunsuz karakterler


Bugün izlediğim Gecenin Kanunu(Live by Night) isimli filmde konu kanun dışı insanlar ve aralarındaki daha güçlü olma mücadelesi. Bu tür filmlerde dizilerde , örnek dizi poyraz karayel, hep kötü adamların bazıları iyi karakterli , mert, düzgün hatta iyi insanlar olarak anlatılır. Bu şekilde empoze edilen hiçbir şey beni etkilemez. Ama kitleleri etkileyebilir. Benim için, haraç alan, kanun dışı yolla para kazanan herkes suçludur. İyi mafya babası olmaz. Karakterli mafya babası olmaz, hepsi namussuz hepsi masum insanların hakkını yiyen hukuksuz ve sistemin dışına itilmesi gereken suçlulardır. Bunların bir kısmı daha iyi bir kısmı daha kötü diye farklılaştıramayız. Biz hukuk sistemi değiliz. Bize gösterilen iyi mafya babaları kötü olarak gösterilen kişilerden daha çok suç işlemiş olabilir. Holywood ile başlayan bu sürecin altında yatan nedir ? Hiç düşündünüz mü ? Irak işgaliyle 1,5 milyon çocuğun ölümüne neden olan ABD nin kötü ama aslında iyi olduğu gibi açıklamalara fırsat vermek olabilir mi ? Dünyada her ülkenin iç işlerine karışıp pişkin pişkin demokrasi dersi veren aslında en büyük terörist abd nin bir çeşit savunma mekanizması olabilir mi ? Ülkelerin iç işlerine karışıyoruz ama aslında iyiyiz biz halkların çıkarlarını düşünüyoruz diyor olabilirler mi ?


                Sonuç, toplumda farklı bir algının oluşması için abd film endüstrisini çok iyi kullanıyor. Ben etkilenmesem de, etkilenen kitleler çok büyük, Joe Coughlin(Ben Afflect) iyi biri olduğu ya da Poyraz Karayel deki babanın aslında mükemmel biri olduğu genel tarafından kabul görmektedir. Ama hepsi suçludur, cezalarını çekmeleri gerekir. Bunun affedilecek bir tarafı yok. Biz affetsek de hukuk sistemi böyle kişileri cezalandırmalıdır. 

29 Ocak 2017 Pazar

Sosyal Medya yoluyla sosyal sorumluluklardan kurtulmak

Hepimiz yapıyoruz, terör ya da benzeri tepki çeken hukuksuzluk örneklerinde tepki verme gayretiyle sosyal medyayı kullanıyoruz. Bu konuda ben de hata yaptım. Hata nedir bir olaya sosyal medya kanalıyla tepki gösterdiğimizde psikolojik rahatlama yaşıyoruz, görevimizi yaptık hadi herkes göreve diyoruz. Gezi olaylarında hepimiz birbirimizi gaza getirdik ve sosyal medyayı abartı düzeyinde kullanıp hepimiz görevimizi yerinde getirmiş hissettik. Sonuç ne oldu ?  neyse bu ayrı bir konu.


                Facebook profil fotoğraflarını siyah yapmak, twitter hesaplarına Türk bayrağı koymak acaba nasıl bir etki yaratıyor, bu tepkiyi kime yapıyoruz, bizi teröristler mi izliyor ya da siyah yapınca yakınlarını kaybetmiş insanlara destek mi oluyoruz. Tek açıklaması var ben görevimi yaptım vicdanen rahatım diyoruz. Bunları söylerken tepkisiz kalalım demiyorum, elbette ortak tepki vermek, ülke bütünlüğü açısından çok faydalı görülebilir. Fakat sosyal medya kanalıyla tepkilerin dile getiren terörü lanetleyen insanlar aslında hiçbir şey yapmıyorlar. 

28 Ocak 2017 Cumartesi

Türkiye'de e-ticaret siteleri ve tecrübelerim


         Bu yazı ile aslında nasıl bir sistemsizlik hatta kaos içinde yaşadığımızın ve bunun Türklerin bir geleneği haline geldiğinin farklı bir bakışı var.
         E-ticaret siteleri ve buradan alışveriş yapmak hep ilgimi çekmiştir, fakat yaşandığım tebrübelerden sonra aslında bu siteleri hiç kullanmamak daha doğru olur.

D&R birkaç kez bana bana eskiciden çıkmış gibi kapağı yıpranmış , sayfaları sararmış, kitaplar yolladı. Bunu yorumlarım ile belirtince ise yorumlarımı sildi. Son olarak sipariş verdiğim kulaklığı 1 hafta sonra temin edemeyip siparişimi iptal etti ve mesaj olarak sizin talebiniz üzerine gibi bir cümle ile döndü. Hem yalancı hem terbiyesiz hem de sahtekar.

Hepsiburada.com; hediye paketi yaptırmayı beceremedim, fakat bunun ücretini aldılar.

N11.com bütün müşteri bilgilerimi defalarca çaldırdı.


Cephaneci.com aynı gün yollarken 10 gün sonra yollamaya başladı.