Makale ve Yorumlarım
Makale & Yorumlarım
24 Mart 2025 Pazartesi
YALANLAR / GERÇEKLER - AKP nin ve yandaş medyanın yalanları ve GERÇEKLER
22 Kasım 2024 Cuma
Željko Obradović, Partizan, Fenerbahçe Beko ve basketbol setleri
Obradoviç'in Fenerbahçe Beko Koçu olduğu dönemde bütün Fenerbahçe taraftarları gibi, Euroleague de bulunan en iyi hocanın bizde olduğunu düşünürdük. Hatta giden oyunculara bile üzülmez, Obra daha iyisini bulur , yetiştir, bizim sırtımız yere gelmez diyorduk. En kötü final four'a kalıyorduk, herşey o kadar rutin hale gelmişti ki, Final Four'a kaldık ama kupayı alamadık diye söylenirdik. Gidince anladık ki play off da mücadele bile bir başarı.
Obra gidince, hangi takıma gitse orada şampiyonluk kazanır başarılı olur demiştik fakat zaman bizi haksız çıkardı, şimdi Kızılyıldız - Partizan Euroleague maçını izliyorum , Partizan 5 amerikalı ile sahaya çıkmış, üstelik yaş ortalaması yüksek, bu da yetmezmiş gibi sadece üçlük atarak ayakta kalmaya çalışıyor, hani nerede Obra nın 150 tane seti vardı , yeni gelen oyuncular aylarca bu setleri öğrenemiyordu. Acaba yanıldık mı diye düşünmeden edemiyor insan.
14 Kasım 2024 Perşembe
YSK'dan tarihi adım: Elektronik seçim için tüm hazırlıklar tamamlandı. Nasuh Mahruki
CHP gerçek bir nüfus sayımı yaptırmadan ve gerçek seçmen sayısını bulmadan yani mevcut nüfus ve seçmen kayıtlarındaki sahtekarlıkları bulup temizlemeden herhangi bir seçimi asla kazanamaz.
İktidar FETÖ’den aldığı akılla ölülere bile oy kullandırıyor, sayısız yabancıya yasadışı vatandaşlık dağıtıyor ve seçimleri hem CHP’nin yanlış aday göstermesiyle hem de sahtekarlıkla kazanıyor.
Başta CHP olmak üzere koca muhalefet, toplumun çoğunluğunun da açık talebi olduğu halde parmak boyasını geri getirmeyi beceremediği için de, bir kişiye bilmemkaç tane kimlik vererek farklı farklı sandıklarda oy kullandırıyorlar ve seçimleri böyle böyle kazanıyorlar.
Devran değiştiğinde bütün üyeleri vatana ihanetten yargılanacak olan ve Anayasa’yı ihlal etmenin ötesinde Anayasa’yı tağyir, tebdil, ilgadan yani Anayasa’yı kaldırma, bozma ve hükümsüz bırakmadan yani Anayasal Düzeni yürürlükten kaldırma suçlarından yargılanacak olan ve her seferinde benzer suçları fütursuzca işleyen YSK’dan adaletli bir seçim beklemek işbirlikçilik ve ihanet değilse aptallıktır.
Hala YSK’ya güvenip de kendi kontrol mekanizmasını hatasız ve %100 işe yarayacak şekilde kurmadan seçime girenler o seçimi kazanmak istemiyor demektir.
Bunu tam 12 seçim yaşadık. Başta CHP bunu bize bir kez daha göz göre göre yaşatırsa, Teröristbaşı’nın da hapisten çıkarılmasıyla ve sığınmacı kılığında ülkemize doldurulmuş belki yüzbinlerce belki milyonlarca cihatçı teröristin harekete geçirilmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir iç savaşla yıkılmaya mahkum demektir.
Bu çocuk oyuncağı değildir ve çok, çok ciddiye alınması gereken bir durumdur ve son pişmanlık da fayda etmeyecektir.
14 Şubat 2024 Çarşamba
Erzincan İliç Maden Faciası ve Cahil Toplumun Tutumu
Siyanürle altın üretimi yapılırken , beklenen, uyarılan bir toprak kayması gerçekleşmiş. Bu konuda uyarılar yapan o bir kaç kişi ise ya susturuldu ya da tutuklandı.
Şimdi yapılan bir yanlışı söyleyelim. Siyanürle altın aramak deyimi kullanılıyor, aslında siyanürlü suyla toprak yıkanıyor, bu işlem sonucu toprak toz haline geliyor, bu toprak her ne kadar yıkandığı söylense de yeniden kullanılabilir olmuyor yani bu toprak aslında çöl oluyor. Bu topraktan oluşan milyonlarca metreküp toprak yığını Karasu nehrine doğru kayıyor. Bunun sonucu olarak olacakları kimse bilmiyor ama tahmin edilenler çok kötü. Bu nehirin suyuyla pek çok tarım arazisi sulanıyor.
Siyanür konusunda kısa bir bilgi vereyim. Siyanür insan vücudunda tutulan bir madde fakat bir limiti var eğer o limit geçilirse ölüm hemen gerçekleşiyor. Ölüm eğer iyi araştırılmazsa kalp krizi olarak kayıtlara geçiyor.
Neyse bu siyanür pek çok insanımızın ölümüne neden olacak. Fakat halk o kadar cahil ki hala Lozan bitti artık madenlerimizi kendimiz çıkaracağız diyen bir kitle var. Madenlerimizin hiç birini biz çıkarmıyoruz. Hepsi başka ülkelerin firmalarına verilen ruhsatla yapılıyor. Devlette bu işten sürekli bir gelir elde edemiyor. Peki bu sorunun önüne nasıl geçilir. Geçilemez, din denilen saçmalıklar bu toplumun ruhuna işledi. Bunu iyi kullanan siyasal islamcılar istedikleri gibi top koşturuyor.
31 Ocak 2024 Çarşamba
Elif Şafak ve yaptığı intihaller.
Elif Şafak'ın "Bit Palas" isimli kitabında, "Sinek Sarayı" kitabından intihal olduğu kararı verilen yazar Mine G. Kırıkkanat, intihali ilk duyduğunda evine hırsız girmiş gibi hissettiğini söyledi. Aşağıdaki 130 yazar bu hırsızlığa destek oluyor. Bu yazarları iyi not alın, yaptıkları her iş şaibeli olmaya açıktır. Elif Şafak'ın daha önce yazdığı 10 Dakika 38 Saniye kitabı hakkında da intihal iddaları vardı.
Doğan Kitabın Açıklaması:
Yazarımız Elif Şafak hakkında başlatılan linç kampanyasına karşı edebiyat dünyasından gelen ortak çağrı metninin altına atılan imzalara yenileri eklenmeye devam ediyor.
Yazarlar aşağıdaki gibidir.
Ortak Çağrı Metnine İmza Atan Yazarlar:
- Afşin Kum
- Ahmet Karadağ
- Alper Canıgüz
- Altay Öktem
- Anıl Mert Özsoy
- Arlin Çiçekçi
- Arzu Erkan
- Aslı Ilgın Kopuz
- Aslı Solakoğlu
- Asuman Susam
- Ayfer Tunç
- Ayşe Sarısayın
- Ayşegül Devecioğlu
- Ayşen Şahin
- Baran Güzel
- Barış Müstecaplıoğlu
- Barış Pirhasan
- Başar Başaran
- Başar Başarır
- Bedia Ceylan Güzelce
- Birgül Oğuz
- Buket Aybatlı
- Cem Kalender
- Çayan Okuduci
- Çiler İlhan
- Defne Suman
- Deniz Durukan
- Deniz Yüce Başarır
- Doğu Yücel
- Elif Sofya
- Emek Erez
- Ercan Y. Yılmaz
- Esra Yalazan
- Ezgi Altıner
- Fadime Uslu
- Fergun Özelli
- Feride Çiçekoğlu
- Fethiye Çetin
- Figen Alkaç
- Figen Şakacı
- Fuat Sevimay
- Gamze Arslan
- Gaye Boralıoğlu
- Gonca Özmen
- Gönül Kıvılcım
- Gülçin Wilhelm
- Gündüz Vassaf
- Gürsel Korat
- Hakan Akdoğan
- Hakan Bıçakçı
- Hakan R. Temiz
- Hakan Toker
- Herkül Millas
- Hikmet Hükümenoğlu
- Hüsnü Arkan
- İbrahim Halil Çelik
- İlay Bilgili
- İlhami Algör
- İrem Uzunhasanoğlu
- İsmail Güzelsoy
- Jaklin Çelik
- Jale Sancak
- Karin Karakaşlı
- Kemal Varol
- Kerem Eksen
- Latife Tekin
- Mahir Ünsal Eriş
- Mehmet Bilal Dede
- Mehmet Özkan Şüküran
- Melike Koçak
- Menekşe Toprak
- Mesut Varlık
- Mevsim Yenice
- Mihrap Aydın
- Mine Kazmaoğlu
- Mine Soysal
- Muharrem Erbey
- Murat Gülsoy
- Murat Özyaşar
- Murat Uyurkulak
- Murat Yalçın
- Murathan Mungan
- Müren Beykan
- Nermin Yıldırım
- Neslihan Önderoğlu
- Neşe Yaşın
- Nilay Özer
- Niyazi Zorlu
- Nuray Önoğlu
- Nurhan Suerdem
- Onur Bütün
- Orhan Murat Bahtiyar
- Orhan Pamuk
- Oya Baydar
- Oylum Yılmaz
- Özlem Akıncı
- Özgür Soylu
- Pınar Eğilmez
- Polat Özlüoğlu
- Selçuk Çelik
- Sema Kaygusuz
- Semrin Şahin
- Seray Şahiner
- Serkan Türk
- Sevengül Sönmez
- Sevim Erdoğan
- Sevin Okyay
- Sezer Ateş Ayvaz
- Sibel Oral
- Sinem Sal
- Süreyyya Evren
- Şebnem İşigüzel
- Şeyhmus Diken
- Şükran Yücel
- Taçlı Yazıcıoğlu
- Tahir M. Ceylan
- Tuba Çandar
- Turgay Fişekçi
- Tülin Özgündoğdu Sağlam
- Türkan Elçi
- Ümit Aykut Aktaş
- Ümit Erdem
- Ümit Kıvanç
- Yasemin Yazıcı
- Vahit Uysal
- Yavuz Ekinci
- Yekta Kopan
- Yiğit Bener
- Zeynep Göğüş
- Zülfü Livaneli
14 Ocak 2021 Perşembe
Sosyal medyayla futboldan tiksinmem...
Yine günlerden Fenerbahçe, keyifle maç izlemek istiyoruz ama bir bakıyorum, maçın önüne geçen bir hakem, hakem demek pek mümkün değil birilerinin kuklası, daha net ifade ile gs lobisinin en değerli üyesi. Aynı tarz faullere nasıl bu kadar farklı kararlar verip, Fenerbahçeli futbolcu olunca hemen sarı kart göster, rakip futbolcu olunca tepkisiz kal, anlamak mümkün değil. 28 yıldır çalışan ve kazandığım maaşı hak etmek için hep uğraşan bir yazılım uzmanı olarak, böyle bir hakemin aldığı parayı hak etmediğine şüphem yok. Peki Türkiye genelinde hakemler neden bu kadar kötü, neden belli direktiflerle hareket ediyorlar.
Neyse maç bittikten sonra sosyal medyaya bakınca daha büyük şok yaşadım, Fenerbahçe alehine bir penaltı verilmemiş, pozisyona bakınca ben de penaltı dedim fakat bu eleştiriyi getirenler Mert Hakan yerde yatarken tekme atan suçuk markası aytaç için sessiz kalabiliyorlar. Bunu yapan, spor yazarları hatta baya mavi tikli hesaplar görüyoruz.
Taraf olmak mümkün ama objektif olmamak, bütün cümlelerini Fenerbahçe alehine kurmak nasıl bir seviyesizliktir bunu anlamıyorum. Türkiye'de futbol kirlenmiş durumda, bu kirlenme 2011 yılındaki sözde şike kumpası ile yoğun olarak başlandı. Şike iddanamesi 1409 sayfaydı, bu Fetönün taktiğidir, süreci olabildiğince uzatıp, kurumları yıpratmak. O zaman milliyet gazetesi yayınlamıştı, sonra bu yayını kaldırdılar, 1409 sayfayı sabah kadar okudum, bütün iddiaların deli saçması olduğunu gördüm. Suçlamalar Fenerbahçe'ye yönelik ama başka takımların ismi geçmiyor, daha ilginç olan Trabzon akp il örgütünün Fenerbahçe'nin rakiplerine teşvik primi yolladığını yazıyordu. O yıl fikstürün ilginç yanı ise Fenerbahçenin oynadığı rakiplerle ertesi haftalarda ts oynuyordu. Yani teşvik primi olarak yollanan para aynı zaman da şike ödemesi de olabilirdi, daha sonra bu iddiname yeniden düzeltildi ve akp ile ilgili kısımlar çıkartıldı.
Sonraki günlerde artık Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin benim için bitmesi gerektiğini düşündüm ve uzaklaşmaya çalıştım.
Fenerbahçelilik yine ağır bastı, maçları izledim ama özellikle bu sezon neredeyse 1 yıldır evde oturmanın etkisiyle Fenerbahçe'ye yapılan haksızlıklara daha fazla sinirlenmeye başladım. Sanırım artık resmi olarak jübile yapma zamanım geldik.
Kirlenmiş futbolun içinde, başarılı olmanın çok sağlıklı olmadığını yani başarısız olursak aslında daha doğru olacağını düşünmeye başladım.
Tarih 14.01.2021 sadece premier lig izlemeye karar verdim. Bakalım sözümde durabilecek miyim ?
ChatGPT yorumu : Futbol, Türkiye'de çok sevilen bir spordur ve herkesin takımı vardır. Ancak, bazen hakem kararları ve sosyal medya yorumları futbolseverleri hayal kırıklığına uğratabilir. Özellikle, hakem kararlarının taraflı olması ve sosyal medyada objektif olmamak futbolseverleri üzebilir. Bu nedenle, futbolseverlerin futbolu keyifle izleyebilmeleri için hakem kararlarının objektif ve tarafsız olması ve sosyal medyada tarafsızlık önemlidir. #ChatGPT
30 Haziran 2020 Salı
Steinbeck’ten yazarlara 6 edebiyat sırrı
Steinbeck’ten yazarlara 6 edebiyat sırrı

John Steinbeck, edebiyat dergisi “The Paris Review”a 1975 senesinde verdiği röpörtajda yazarlara 6 tavsiye sunmuştu. O tavsiyeleri sizin için derledik.
1. Kitabı yazmayı tamamlayamayacağınız fikrinden kurtulun. Tek seferde 400 sayfa yazmayı denemeyin, günde 1 sayfa yazın. Bitirdiğiniz zaman şaşıracaksınız.
2. Özgürce ve mümkün olduğunca hızlı yazın. Yazacaklarınızı bitirene kadar asla yazdıklarınızı düzeltmeyin veya değiştirmeyin. İşinizi bitirmeden düzeltme yapmaya kalkışmak genelde yazmayı bırakmak için bir bahane oluyor.
3. Okurun varlığını unutun. Başlangıçta isimsiz ve yüzsüz okurlar sizi korkutacak olsa da daha sonra bunun bir önemi kalmayacak çünkü bu bir tiyatro oyunu değil ve onlar aslında yoklar. Tanıdığım ya da hayal ettiğim birine yazıyormuş gibi yapmanın faydasını gördüğüm olmuştur.
4. Eğer yazının bir bölümü tüm enerjinizi emiyorsa o parçayı atlayın ve yazmaya devam edin. Yazınızın tamamını bitirdiğinizde sizi uğraştıran bölümü tekrar okuyun. O parçanın sizi o kadar uğraştırmasının sebebinin onun yerleştirdiğiniz yere ait olmamasından kaynaklandığını göreceksiniz.
5. Yazdıklarınız içinde en çok dikkat etmeniz gereken bölüm en çok beğendiğiniz bölümdür. O parçanın genele uyum sağlamadığını farketme ihtimaliniz çok yüksek. Dikkatli olun.
6. Diyalog yazıyorsanız, aynı anda yazdıkalrınızı yüksek sesle okumayı ihmal etmeyin. Diyaloglar ancak o zaman konuşmanın diline sahip olacaktır.
edebiyathaber.net (17 Mayıs 2020) alıntıdır.